Uşak Belediye Başkan Adayı Yalım, Çakın ve Belediye Personeliyle Buluştu
Uşak Belediye Başkan Adayı Yalım, Çakın ve Belediye Personeliyle Buluştu
İçeriği Görüntüle

Savaş’ın açıklaması;
Bugün size savaş meydanlarında kazanmış olduğumuz vatan topraklarının nasıl bir müstemleke ülkesi haline getirildiğini belgeleriyle, Sayıştay raporlarıyla, ÇED raporlarıyla ve mahkeme kayıtlarıyla tüm belgeler ışığında sizlere anlatmaya çalışacağım. Şu an arkamda gördüğünüz Tüprag Altın Madeni’nin çalışma sahası alanı içerisindeyiz. Bu maden Avrupa ve Türkiye’nin en büyük altın maden işletmesidir. Bulunmakta olduğumuz bu coğrafya tam bu sınırlar içerisindedir.

Değerli Uşaklılar, bundan birkaç gün önce bir veri paylaşmıştım. Şimdi bu verinin doğruluğu ve yanlışlığı hakkında tartışmalar yapılmaktadır. Altın madeninin kullandığı su tüketimi korkunç bir noktaya gitmiş bulunmaktadır.

Ben bu verileri şöyle göstermek istiyorum: Uşak Belediyesi’ne ait Sayıştay raporlarında, Uşak Belediyesi’nin 2019-2022 arası tüm yıllarına ait olan, tüketmiş olduğu su miktarını yani vatandaşın konutlarına fatura edilmiş su miktarını yayınlamıştım. Bu miktar 11 milyon metreküptür. Altın madeninin 12 Şubat 2025 tarihinde Uşak İdare Mahkemesi’nde altın madeninin profesyonel yöneticilerinin avukatlarının vermiş olduğu ifadeye göre kullanmış oldukları su miktarı ise 12 milyon metreküptür. Koskoca bir şehrin kullanmış olduğu su miktarı 11 milyon metreküp, altın madeni kullanmış. Bu verilere baktığımızda altın madeninin kullandığı su tüketimi korkunç bir noktaya gitmiş bulunmaktadır.

Bugün Kurtuluş Savaşı yeniden yaşanmış olsa Mehmetçiğin matarasına koyacak suyu yok!

Arkamda gördüğünüz su mataralarını merak ediyorsunuz. Bu su mataraları milli mücadelede, Dumlupınar’da, Kocatepe’de, bu bölgede şehit düşen Mehmetçiklerin boynundan çıkarılmış su mataralarıdır. Su mataraları onların torunları tarafından dedelerinden hatıra kalan armağan olduğu için kendilerinden rica ettim, birer tane aldım. Uşak’ta beş tane matara bulabildim. Bunlar şehitlerimizin, Mehmetçiklerimizin boynundan çıkan mataralardır. Şimdi şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor: Eğer bugün Kurtuluş Savaşı yaşanmış olsaydı… Aynı zamanda şunu da belirtmek istiyorum: Ordular, ‘İlk hedefimiz Akdeniz’dir, ileri!’ emri vermiş olunan yer bu coğrafyadır. Bu talimat bugün verilmiş olsa Mehmetçiğin matarasına koyacak suyu yok!

Tüm köylerde ileri derecede susuzluk başlamıştır.

Şimdi size raporlardan bazı veriler paylaşacağım. Tüprag Altın Madeni şu anda yeraltı su seviyesindeki madenin, Cehennem Çukuru olarak adlandırılan çukurun yeraltı su seviyesinden 220 metre daha aşağıda olduğunu söylemek istiyorum. Nehirler misali bu bölgenin tüm suları, yeraltından gelen tüm sular Cehennem Çukuru’nda toplanmakta ve altın madeni tarafından kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu bölgedeki tüm köylerde ileri derecede susuzluk başlamıştır. İnsanların tarlalarını sulayacak suyu kalmamıştır. Çeşmelerden su akmaz hale gelmiştir. Hayvanlarına verecek suyu kalmadığı için tankerlerle vatandaşın evine, köylülerin ve yöre halkının evine sular taşınmaktadır.

Altın madeninin beyanına göre 2004 yılında bölgede yöre halkı kazma kürekle su çıkartabiliyordu. Ancak şimdi 400 metreden su çıkmıyor. Coğrafya Kerbelâ’ya döndü.

Maden şirketi 2004 ÇED dosyasında ilginç bir veri paylaşıyor. 2004 yılında altın madeni yetkilileri şunu diyor, altın madenin kendi beyanıdır: Bölgede yaşayan köylüler 2004 yılında 5 ile 25 metrede elleriyle kazarak içme ve sulama sularına ulaşabilmektedir, ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. Bugün bu gelinen noktada bu coğrafyanın tamamı Kerbelâ’ya dönmüş bulunmaktadır.

2013 yılında altın madeni bu bölgede bulunan Gedikler Köyü’nde bir sulama barajı yapmak istiyor ve bu sulama barajının maliyetini kendi karşılayacağını beyan ediyor, yöre halkı ve altın madeni şirketinin ortak kullanacağını beyan ediyor. 2013 yılında yapılan araştırmalarda burada bir sulama göletinin yapılabileceği tespit ediliyor. Fakat 2020’lerden sonra köylülerin toprağını sulayacakları su yok, çeşmeden akan su yok, hayvanlarını sulayacak su yok. Tankerlerle Gedikler Köyü’ne şu anda su taşınıyor, vatandaşlar hayvanlarına bu şekilde su veriyorlar.

2013’teki kendi ÇED raporları ve kendi beyanlarında sulama göleti yapabilecek kapasite su olduğu bildirilirken, bu gelinen noktada 400 metreden su bulunamıyor.

Kışladağ Altın Madeni bütün bu eziyetleri niye çekiliyor diye soracaksınız? Altın madeni bir haftada çıkardığı altınla bir yıldaki tüm masraflarını çıkarıyor.

Sonuçta mesele altın yani para. Kışladağ Altın Madeni kendi beyanlarına göre yıllık 13 ton altın çıkartıyor. Yani madenin verilerini aylığa böldüğümüzde bir haftada çıkarmış olduğu altın rakamıyla bir yıllık işçi, personel, araç, bütün giydirilmiş masrafların tamamını bir haftada çıkardığı altınla karşılıyor. İş bu haldedir. Burada tabir yerindeyse bir müstemleke ülkesi haline getirildiğimiz ortadadır. Şimdi şu soruyu sormamız gerekiyor: Aynı şartlarda bir Türk firması Kanada, Avrupa, Amerika’da herhangi bir yerinde bu şartlarda ‘Bu kadar orman talan edeceğim, bu kadar su kullanacağım, şu şartlarda çalışma yapacağım’ dese acaba bize ruhsat verirler mi? Kesinlikle vermezler. Böyle bir vahamete izin vermezler.

Maden yasasına imza atan şehrin milletvekilleri; Çanakkale’de şehit düşen 57. Alay sizi Sırat Köprüsü’nde bekliyor!

Bir farkındalık yaratmak adına şehitlerimizin su mataralarını sizlerin önlerine koyduk.

AK Partili Uşak’ta iki milletvekilimiz var. Maden yasa tasarısına, Murat Dağı’nın talan edilme tasarısına maalesef imza atmışlardır. Kendilerine buradan şunları söylemek istiyorum: Üç dönem milletvekilliğimizi yapan ve altın madeninin avukatı olan AK Parti eski milletvekili Sayın Mehmet Altay, şu an milletvekili olan İsmail Güneş ve Sayın Fahrettin Tuğrul, şunu biliniz ki hepimiz öleceğiz. Yalnız ebedi dünyaya intikal ettiğimizde Çanakkale’de şehit edilen 250 bin Mehmetçik yakamıza yapışacak! 57. Alay sizi Sırat Köprüsü’nün başında bekliyor. Ve bizden bunun mutlaka hesabını soracaklar.

Ana muhalefet milletvekili de konuya dair, bu süreçte bir cümle dahi kurmadı!

Diğer milletvekilimiz, ana muhalefet milletvekili olan Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Sayın Ali Karaoba. Bir sözüm de kendisine: Dört gündür Uşak’taki susuzluk meselesi Türkiye’nin gündeminde. Fakat kendisinden konuyla ilgili dudaklarından bir namuslu cümle çıkmamaktadır. Sayın Ali Karaoba,siz hangi konuyu konuşacaksınız? Şehirde bir damla su kalmamış, şehir susuzluktan kıvranıyor. Altın madeninin su tüketimi ortada iken, şehrin su tüketimi ortada iken siz ne zaman konuşacaksınız, siz ne zaman konuyla ilgili namuslu bir cümle söyleyeceksiniz?”