Karaoba konuşmasına bir havuz problemiyle başlayarak hükümetin tasarruf politikasındaki dengesizliklere dikkat çekti. "Siz geçmişte dengeli bir şekilde dolabilen bu havuzu, sistemini bozdunuz, ayarlarıyla oynadınız" diyerek başladığı konuşmasında, memurdan, emekliden, işçiden ve çiftçiden yapılan kesintilerle doldurulmaya çalışılan bütçenin, diğer yandan Diyanet, saray harcamaları ve geçilmeyen yollar, uçulmayan havalimanları gibi israf kalemleriyle boşaltıldığını

Hükümetin tasarruf politikasını eleştirdi: "Samimiyet mi istiyorsunuz, tasarruf mu istiyorsunuz? Önce Diyanetten, önce saraydan başlayalım" diyen Karaoba, kamu kaynaklarını sömüren yap-işlet-devret modelleri, vergi borçlarının silinmesi ve Varlık Fonu’nun çalışmalarıyla ilgili çarpıcı örnekler verdi. Karaoba, hükümetin tasarruf planıyla elde etmeye çalıştığı 100 milyar TL'nin, bütçedeki devasa açıklar karşısında yetersiz olduğunu belirtti.

AKP Uşak Milletvekili İsmail Güneş'in, "Biz millet olarak tasarrufu pek sevmeyiz. Sadece kamuda değil, aynı zamanda vatandaşın da tasarruf etmesi gerekir" sözlerine atıfta bulunan Karaoba, "Siz milletin telefonuyla uğraşarak 2,4 trilyon kamu açığını kapatabilecek misiniz? Evine bile et götüremeyen, kirasını ödeyemeyen; ayın sonunu getiremeyen emekliye, memura, işçiye cep telefonu üzerinden 'Tasarruf yapın' demek samimiyetsizliğin daniskasıdır" diyerek sert eleştirilerde bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel Uşak'ta Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel Uşak'ta

Konuşmasının son bölümünde elindeki yanan ampulü gösteren Karaoba, "Kamuda tasarruf garibandan, vergisini ödeyenden, öğrenciden, öğretmenden, emekliden, işçiden, memurdan kısarak yapılmaz. Ne diyorsunuz? Oh, ne âlâ; saraya, Diyanet'e, yandaşa ballı börek; vatandaşa gelince kazma kürek. Buradan tüm halkımıza sesleniyorum: Bakın, bu israfı bitirmek istiyorsanız, ekonomik krizi çözmek istiyorsanız, yirmi iki yıldır en çok israfı yapan bu ampulü önümüzdeki genel seçimde söndürelim birlikte!" diyerek elindeki ampulü söndürdü ve konuşmasını sonlandırdı.

Editör: Mehmet Alperen CİNCİ